Venbey Yatırım Araştırma Uzmanı

25 Mayıs 2016 Çarşamba

AMB'nın Finansal İstikrar Görünüm Raporunda Öne Çıkanlar

Avrupa Merkez Bankası bu hafta finansal istikrar görünüm raporunu yayınladı. Kurum Euro Bölgesi’nde son 6 ayda risklerin artığının uyarısında bulundu. Raporda genel olarak 4 ana risk unsuruna dikkat çekildi. Bu risk kaynakları finans sektöründeki zayıf karlılık, piyasalarda yaşanan kargaşa, aşırı borç yükü ve büyüyen gölge bankacılığı olarak raporda belirtildi. 

Geçtiğimiz 6 aylık dönemde gelişmekte olan ülke ekonomilerinde artan kırılganlığın etkisiyle finansal piyasalarda yaşanan türbülans Euro Bölgesi finansal sistemini etkiledi. Küresel piyasalarda risk kaynağını oluşturan en önemli etkenin Çin olduğu raporda belirtildi. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinde özel sektör borç yükünün fazla olduğu ve özel sektörün borcunun yabancı para birimleriyle yapıldığı belirtildi. Genel olarak Euro Bölgesi finansal sisteminin küresel piyasalardaki tansiyondan fazla etkilenmediğini belirten kurum, finansal stresin Mayıs ayında düşük seviyede kaldığını önemle vurguladı.  

Raporda, petrol fiyatlarında oynaklığın devam ettiği, fakat hala düşük seviyede olduğu söylendi. Petrol fiyatlarının düşük seviyede olması ithalat için olumlu bir gelişme olurken, Euro bölgesinde enerji maliyetlerini azalttığı söylenebilir.

Gelişmekte olan ülke ekonomisindeki yüksek getirili şirket bonoları ve hisselerdeki riskler gelişmiş ekonomilerin finansal piyasalarını ve bankacılık sektörünü etkiliyor. Raporda yayılma etkisine vurgu yapılırken, bu etkinin gelişmiş ülkelerin varlıklarını daha kırılgan hale getirdiğine dikkat çekildi. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin hisselerdeki değer kaybının makro finansal kırılganlıkla bağlantılı olduğu da açıklandı. Buna örnek olarak yüksek kredi riskinin bağlantılı olduğu düşük ve oynak petrol fiyatları verilebilir.

 Grafikte belirtildiği gibi yayılma etkisi küresel hisse senedi piyasalarında açıkça görülmektedir. 2014 yılından sonra gelişmiş ve gelişmekte olan ülke hisselerinin paralel şekilde hareket ettiğini görebiliyoruz. Yeşil çizgi petrol fiyatlarındaki seyri gösterirken, sarı renkler ise küresel petrol talebini belirtiyor. Grafikte sarı renklere bakacak olursak 2016 yılında toplam talepte yaşanan artış gösteriliyor. Mavi renk ise petrol arzındaki değişimi ifade ediyor. 2015 yılında petrol arzında ciddi artış yaşanırken, 2016 yılında arzda azalış görülüyor. 
Raporda bankacılık sektöründeki finansal risklere vurgu yapılırken, yatırım fonlarındaki risklere de dikkat çekildi. Risklerin reel ekonomide de arttığına vurgu yapan rapor, ülke ve finansal olamayan özel sektörlerde problem olduğu belirtildi. Maliye ve yapısal reformların etkisizliği ve gecikmesinin Euro ülkelerinde büyümeyi olumsuz etkileyebileceği belirtildi.

Kurum gelecek 2 yılda finansal istikrarı bozacak 4 ana önemli risk unsuru olduğunu belirtti. İlk olarak, gelişmekte olan ülke piyasalarındaki stres, düşük emtia fiyatlarından dolayı risk primlerindeki artışa ve finansal çalkantıya neden olduğu vurgulandı. Bankacılık ve sigorta sektörlerindeki düşük karlılığın diğer önemli riskler arasında olduğu belirtildi. Bu problemin büyümesi durumunda bankaların kredi aktivitelerinde problem yaşanabileceğinin öngörüldüğü belirtildi. Ülke ve finansal olmayan özel sektörlerdeki borç kaygısı AMB’nın öngördüğü riskler arasında oluğu açıklandı. Politik belirsizlik ve düşük ekonomik büyüme koşullarında borç yükünün daha fazla problem yaratabileceği belirtildi. Politik riskin bütün Avrupa ülkelerinde arttığı ve bu olumsuz durumun mali yapısal reformlara zarar verdiği söylendi. Politik risklerin çözülememesinin kamu borçlarında istikrarsızlığa yol açtığı belirtildi. Yatırım fon sektöründeki olası stresin likitide riski ve yayılma etkisi ile bütün finansal sistemi etkileyebileceğine dikkat çekildi.  

Euro bölgesi yatırım fonları 4.2 trilyon Euro ile Avrupa bölgesine ait olmayan fonlar tutuyorlar. Bu rakam toplam varlıkların yüzde 40’na denk geliyor. 2010 yılında bu oran yüzde 32 seviyesindeydi. Küresel piyasalarda yaşanan risk algısı Euro Bölgesindeki fonları olumsuz etkiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen bir risk, Euro Bölgesinde ki fonların değerlemesini olumsuz etkilerken, şirketlerin portföylerine zarar veriyor. Raporda düşük faiz oranı ortamında, yatırım fonlarındaki risk potansiyelinin devam edeceği öngörüldü. 

Bir önceki yayınlanan rapora Euro Bölgesinde risklerin çoğunun artığı görüldü. ECB’nin ele aldığı riskler benzer özellikler gösteriyor. Raporda belirtilen riskler birinin oluşması diğerlerini de tetikleyecektir. Son olarak raporda bahsedilen risklerin ekonomik büyüme için olumsuzluk oluşturduğuna da yer verildi. 

25.05.2016 Enerji Raporu

ABD Enerji Enformasyon İdaresi, 13 Mayıs’la biten haftada ABD’de ham petrol stoklarının bir önceki haftaya göre 1.3 milyon varil artığını duyurdu. Beklenti ise stokların 2.8 milyon varil düşüş göstereceği yönündeydi. Fakat ABD petrol üretimi 11 bin varil azalarak 8.79 milyon varile geriledi. ABD’nin ham petrol ithalatı ise 22 bin varil artarak 7.68 milyon varile ulaştı.  Bir önceki haftanın datasında ise stoklarda 3.4 milyon varil azalış yaşanmıştı.

Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol geçtiğimiz hafta petrol fiyatlarının seyri ile alakalı açıklamalarda bulundu. Petrol fiyatlarının tahminleri doğrultusunda 50 Dolar yaklaştığını söyleyen Birol, 2017 yılında yükselişe geçmesini öngördüklerini belirtti. Petrol fiyatlarında yükselişinin temel nedeninim mevcut stoklardaki azalmamadan kaynaklandığını söyleyen Birol, düşük petrol fiyatlarının da ABD’deki petrol üretiminin düşmesine neden olduğunu açıkladı. Fiyatların yükselmesinde diğer bir nedenin ise Kanada’da yaşanan yangınlardan kaynaklandığını belirtti.

Goldman Sachs 2016 yılı 2. Çeyrek fiyat tahminlerini varil başına 35 Dolar’dan 45 Dolar’a yükseltti. Banka 3. çeyrek tahminini 40 Dolar’dan 49 Dolar’a, 4.çeyrek tahminini ise 45 Dolar’dan 41 Dolar’a revize etti. Ayrıca Banka 2016 yılında piyasa açığına geçişin güçlenen talep ve düşen üretimden dolayı bir çeyrek önce gerçekleştiğini açıkladı. Fakat kurum, 2017 yılı için tahminini varil başına 57.50 Dolar’dan 52.50 Dolar’a indirdi.

Suudi Arabistan petrol stokları Mart ayında üretimdeki azalmanın etkisiyle 18 ayın en düşük seviyesine geriledi. Şubat ayında 305.6 milyon varil olan üretim, Mart ayında 296.7 milyon varile geriledi.  ABD hazine Bakanlığı, Suudi Arabistan’ın Mart ayı itibariyle 116.8 milyar dolar değerinde ABD devlet tahvili elinde tuttuğunu açıkladı. Suudi Arabistan en fazla ABD devlet senedine sahip 13. Ülke konumunda bulunuyor.

Rus devleti, ülkenin en büyük petrol şirketlerinden biri olan Bashneft’in devlete ait tüm hisselerinin özelleştirilmesine izin verdi. Rus Devleti Şirket’in yüzde 51 hissesini elinde bulunduruyor. Rus hükümeti bu özelleştirme sonrasında 13 milyar dolarlık gelir hedefliyor. 

Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak yaptığı açıklamada, küresel petrol talebinde yaşanan artışa rağmen petrol fiyatlarının henüz dengelenmediğini söyledi. Novak, petrol fiyatlarının 2016 yılında 40 – 50 Dolar bandında seyretmesini beklediğini öngördü. Ayrıca, Haziran ayında gerçekleşecek toplantıda herhangi bir ortak karar çıkmasını beklemediğini belirten Novak, OPEC ülkeleri arasında ciddi anlaşmazlıklar olduğunu önemle vurguladı.

İnterfax haber ajansına göre, Rusya ile Mısır Nükleer enerji santralı inşası konusunda anlaşmaya vardığı duyuruldu. Ayrıca Mısır’da ki askeri darbeden beri Cumhurbaşkanlığını sürdüren Abdülfettah es-Sisi Rusya ile nükleer enerji konusunda anlaştığını açıkladı. Anlaşmaya göre Rusya Mısır’ın ilk Nükleer enerji santralini inşasını gerçekleştirecek. Nükleer santral inşası için gerekli olan 25 milyar dolar, Rusya tarafından Mısır’a yüzde 3 faizle 2028 yılına kadar kredi olarak verilecek.

Rusya devlet verilerine göre, Rusya’nın Çin’e petrol ihracatı Nisan ayında rekor seviyeye ulaştı. Çin’in Rusya’dan petrol ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 52.4 artış gerçekleşti. Ayrıca Mart ayında Çin, Rusya’dan 4.65 milyon ton petrol satın aldı. Mart ayında Çin’de en fazla petrol ithal eden ülkeler sırasıyla Rusya, Suudi Arabistan ve Angola oldu. Mart ve Nisan ayında Çin’in Suudi Arabistan’dan altığı ham petrol miktarında azalma yaşandığı görüldü. İran’dan yapılan ithalat ise Nisan ayında yüzde 5.1 azalarak 2.76 milyon ton seviyesine geldi. IEA’da son dönemde Rusya ve Çin arasında enerji işbirliklerinin artığına vurgu yaptı. Yapılan anlaşmalar doğrultusunda Çin’in Rusya’dan altığı petrol’ün yüksek seviyede kalması bekleniyor.

HAM PETRROL
Geçtiğimiz haftaya alıcılı başlangıç yapan Ham Petrol, ABD’deki petrol üretiminin düşmeye devam etmesi ve Kanada’da yaşanan orman yangınlarının etkisi ile 49.00 dolar seviyesinin üzerine yükselişler gerçekleşti. Alımların ivme kaybetmesinin ardından Ham Petrol’de 47.20 kademelerine kadar geri çekilme yaşansa bile, sonrasında gelen tepki alımlarının etkisiyle tekrar 49.00 dolar kademesinin tekrar üzerine yükselişler görüldü. Yeni haftada İran’ın ihracatı artırmaya devam etmesi ve Kanada’daki Orman yangınları sonrasında petrol üreticilerinin üretime başlamasının etkisi ile karlarının bir kısmını geri vererek 47.40 seviyesine kadar geri çekildi. Fakat sonrasında gelen tepki alımları WTI’ın 49.00 seviyesinin üzerine yükselmesini sağladı. Bu hafta açıklanacak olan ABD’nin petrol üretimi ile ilgili datalar petrol fiyatlarında hareketlilik yaşanmasına neden olabilir. Yeni haftada yukarı yönlü potansiyel oluşması durumunda 50.00 ve 50.75 direnç seviyeleri takip edilmelidir. Alımların ivme kazanması durumunda 52.30 kademesine yükselişler görülebilir. 48.20 seviyesinin altında kalıcılık sağlanması halinde 47.20 ve 46.50 destek kademelerinin test edilmesi beklenebilir.
Destekler: 48.20-47.20-46.50
Dirençler: 50.00-50.75-52.30

BRENT PETROL
48.00 dolar seviyesinin hemen altında geçtiğimiz haftaya başlangıç yapan Brent Petrol’de 49.80 kademesinin test edildiği görüldü.  ABD’deki petrol üretiminin düşmeye devam etmesiyle küresel arz fazlalığının azalacağı beklentileri ve Nijerya arzındaki kesintiler yukarı yönlü hareketi destekler nitelikte oldu. Brent Petrol’de yaşanan kar satışlarına rağmen tekrar 49.00 seviyesinin üzerine yükselişler yaşandı. 48.50 kademelerinden yeni haftaya başlangıç yapan Brent Petrol, Kanada’daki yangın sonrasında tesislerin üretime başlaması ve İran’ın ihracatı artırması ile birlikte 47.60 seviyesine doğru kayıplar yaşandı. Sonrasında gelen tepki alımları ile 49.00 kademesine kadar yükselişler görüldü. Yeni haftada yukarı yönlü potansiyel oluşması halinde 49.75 ve 50.45 direnç seviyeleri takip edilmelidir. Alımların hızlanması durumunda 51.85 kademesine yükselişler görülebilir. Olası geri çekilmelerde 48.20 ve 47.30 destek seviyelerinin test edilmesi beklenebilir.
Destekler: 48.20-47.30-46.25
Dirençler: 49.75-50.45-51.85

DOĞAL GAZ
Geçtiğimiz haftaya satıcılı başlangıç yapan Doğal Gaz, kuvvetli Dolar ve mevsimsel etkilerin etkisiyle kayıplarını genişleterek 2.100 kademelerine kadar geriledi. Sonrasında gelen tepki alımlarının etkisiyle Doğal Gaz 2.220 seviyelerine yükseliş gerçekleştirdi. Yeni haftaya da yukarı yönlü gapli başlangıç yapan Doğal Gaz’da 2.270 kademesine kadar yükselişler görüldü. Alımların ivme kaybetmesiyle yönünü tekrar aşağı çeviren Doğal Gaz karlarının bir kısmını geri vererek 2.140 seviyelerine kadar geriledi. Geçtiğimiz hafta açıklanan ABD haftalık EIA doğalgaz stokları değişimi beklentilerin altında kalarak 73 Mlr Feetküp açıklandı. Beklenti ise 77 Mlr feetküp artacağı yönündeydi. Yeni haftada yukarı yönlü potansiyel oluşması durumunda 2.195 ve 2.225 direnç kademelerinin test edilmesi beklenebilir. Olası geri çekilmelerde 2.065 ve 2.040 destek seviyeleri takip edilmelidir.
Destekler: 2.065-2.040-1.995
Dirençler: 2.195-2.225-2.275