Avrupa Merkez Bankası bu hafta finansal istikrar görünüm
raporunu yayınladı. Kurum Euro Bölgesi’nde son 6 ayda risklerin artığının
uyarısında bulundu. Raporda genel olarak 4 ana risk unsuruna dikkat çekildi. Bu
risk kaynakları finans sektöründeki zayıf karlılık, piyasalarda yaşanan
kargaşa, aşırı borç yükü ve büyüyen gölge bankacılığı olarak raporda
belirtildi.
Geçtiğimiz 6 aylık dönemde gelişmekte olan ülke
ekonomilerinde artan kırılganlığın etkisiyle finansal piyasalarda yaşanan
türbülans Euro Bölgesi finansal sistemini etkiledi. Küresel piyasalarda risk
kaynağını oluşturan en önemli etkenin Çin olduğu raporda belirtildi. Gelişmekte
olan ülke ekonomilerinde özel sektör borç yükünün fazla olduğu ve özel sektörün
borcunun yabancı para birimleriyle yapıldığı belirtildi. Genel olarak Euro
Bölgesi finansal sisteminin küresel piyasalardaki tansiyondan fazla
etkilenmediğini belirten kurum, finansal stresin Mayıs ayında düşük seviyede
kaldığını önemle vurguladı.
Raporda, petrol fiyatlarında oynaklığın devam ettiği, fakat
hala düşük seviyede olduğu söylendi. Petrol fiyatlarının düşük seviyede olması
ithalat için olumlu bir gelişme olurken, Euro bölgesinde enerji maliyetlerini
azalttığı söylenebilir.
Gelişmekte olan ülke ekonomisindeki yüksek getirili şirket
bonoları ve hisselerdeki riskler gelişmiş ekonomilerin finansal piyasalarını ve
bankacılık sektörünü etkiliyor. Raporda yayılma etkisine vurgu yapılırken, bu
etkinin gelişmiş ülkelerin varlıklarını daha kırılgan hale getirdiğine dikkat
çekildi. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin hisselerdeki değer kaybının makro
finansal kırılganlıkla bağlantılı olduğu da açıklandı. Buna örnek olarak yüksek
kredi riskinin bağlantılı olduğu düşük ve oynak petrol fiyatları verilebilir.
Raporda bankacılık sektöründeki finansal risklere vurgu
yapılırken, yatırım fonlarındaki risklere de dikkat çekildi. Risklerin reel
ekonomide de arttığına vurgu yapan rapor, ülke ve finansal olamayan özel
sektörlerde problem olduğu belirtildi. Maliye ve yapısal reformların
etkisizliği ve gecikmesinin Euro ülkelerinde büyümeyi olumsuz etkileyebileceği
belirtildi.
Kurum gelecek 2 yılda finansal istikrarı bozacak 4 ana önemli
risk unsuru olduğunu belirtti. İlk olarak, gelişmekte olan ülke piyasalarındaki
stres, düşük emtia fiyatlarından dolayı risk primlerindeki artışa ve finansal
çalkantıya neden olduğu vurgulandı. Bankacılık ve sigorta sektörlerindeki düşük
karlılığın diğer önemli riskler arasında olduğu belirtildi. Bu problemin
büyümesi durumunda bankaların kredi aktivitelerinde problem yaşanabileceğinin
öngörüldüğü belirtildi. Ülke ve finansal olmayan özel sektörlerdeki borç
kaygısı AMB’nın öngördüğü riskler arasında oluğu açıklandı. Politik belirsizlik
ve düşük ekonomik büyüme koşullarında borç yükünün daha fazla problem yaratabileceği
belirtildi. Politik riskin bütün Avrupa ülkelerinde arttığı ve bu olumsuz
durumun mali yapısal reformlara zarar verdiği söylendi. Politik risklerin
çözülememesinin kamu borçlarında istikrarsızlığa yol açtığı belirtildi. Yatırım
fon sektöründeki olası stresin likitide riski ve yayılma etkisi ile bütün
finansal sistemi etkileyebileceğine dikkat çekildi.
Euro bölgesi yatırım fonları 4.2 trilyon Euro ile Avrupa
bölgesine ait olmayan fonlar tutuyorlar. Bu rakam toplam varlıkların yüzde 40’na
denk geliyor. 2010 yılında bu oran yüzde 32 seviyesindeydi. Küresel piyasalarda
yaşanan risk algısı Euro Bölgesindeki fonları olumsuz etkiliyor. Gelişmekte
olan ülkelerde meydana gelen bir risk, Euro Bölgesinde ki fonların
değerlemesini olumsuz etkilerken, şirketlerin portföylerine zarar veriyor. Raporda
düşük faiz oranı ortamında, yatırım fonlarındaki risk potansiyelinin devam
edeceği öngörüldü.
Bir önceki yayınlanan rapora Euro Bölgesinde risklerin
çoğunun artığı görüldü. ECB’nin ele aldığı riskler benzer özellikler gösteriyor.
Raporda belirtilen riskler birinin oluşması diğerlerini de tetikleyecektir. Son
olarak raporda bahsedilen risklerin ekonomik büyüme için olumsuzluk
oluşturduğuna da yer verildi.